MUĞLA,(DHA)-MUĞLA Milas’ta köylüler santral sahalarında bilimsel yöntemlerle taşınan 151 zeytin ağacını ziyaret etti. Kadınlar ağaçlara can suyu verdi. Sürece dair bilgi alan yöre halkı, zeytinlere zarar verilmediğini yerinde gördüklerini dile getirdi.
Muğla’da santral sahalarında bilimsel yöntemlerle taşınan 151 zeytin ağacı, bölgede yaşayan köylülerin ziyaretine açıldı. Yöre halkı zeytinlerin yeni dikim alanlarını gezdi, ağaçlara can suyu verdi, ağaçların yeni yuvalarında sağlık durumunu inceledi.Ziyarette bilim heyetinden Ziraat Mühendisi Muhittin Kayabaş hazır bulundu, katılımcıların sorularını yanıtladı.
Taşıma sürecinde uygulanan budama teknikleri, kök koruma yöntemleri ve sulama planları hakkında detaylı bilgi veren Kayabaş, “Yaşlı ağaçlarımızı tamamen, diğerlerini de yüzde 50 oranında budadık ki bir an önce verim sağlasınlar. Bir ay önce yaptığımız pilot uygulama başarılı oldu, ağaçlarımız tuttu. Bunun üzerine bu 151 ağacı getirdik, buraya diktik. Alanın hemen yanına 151 fidan daha dikeceğiz; burada toplam 302 zeytin ağacımız olacak. Bu ağaçlar gelecek nesillere torunlarımıza kalacak” diye konuştu. “Biz ağaçları öldürmek değil yaşatmak için buradayız” diyen Kayabaş, “Hasta oldukları zaman iyileştirmeye çalışırız. Hiçbir zaman onları yok etmeyi düşünmedik, ağaç bizim geleceğimizdir. Eleştiriler için çok teşekkür ediyoruz. Bu eleştiriler bizlerin daha büyük bir motivasyonla işimize sarılmamızı sağlıyor” ifadelerini kullandı.
‘HEPSİ TAŞINMIŞ, ÇOK GÜZEL OLMUŞ’
Köylüler, zeytinlerin taşınması ile ilgili olarak görüşlerini belirtti. Kalemköylü Ayşe Yılmaz, “Zeytin ağaçları yok oldu deniyordu. Biz geldik gördük; hepsi taşınmış, çok güzel olmuş. Bundan sonrası sulamasına kalmış, biz de sürecin takipçisi olacağız” dedi.
İkizköylü Seda Şahin de bilim heyetine ve yürütülen çalışmaya olan güvendiğini belirtip, “Siz ağaçlarımız kesmiyorsunuz, mücadele edip dikiyorsunuz, kökünden söküp atmıyorsunuz, emek verip taşıyorsunuz. Bunları insanlara anlatın, kendileri de görsünler” ifadelerini kullandı.
Şenay Duman ise “Buraya gelmeden önce biz de merak ediyorduk. ‘Ağaçları söküp depoya kilitlediler’ diyenler oldu. Bugün yerinde gördük, zeytinler burada, toprakta. Hatta 1 ay önce taşınanların sürgün verdiğini gördük. Biz de ellerimizle su verdik. İçimiz rahatladı” dedi.
Öte yandan bu çalışmanın madencilik faaliyetleri devam ederken zeytin varlığının korunabileceğini kanıtlayan Türkiye’deki ilk örneklerden biri olma özelliği taşıdığı belirtildi. Bilimsel yöntemlerle, uzman heyet ve yerel halkın katılımıyla yürütülen sürecin enerji arz güvenliği ile tarımsal üretimin birlikte sürdürülebileceğini ortaya koyduğu ifade edildi.(DHA)