Nöbetçi Eczaneler
Muğla’nın Yatağan ilçesinde kamuoyunu günlerdir meşgul eden Millet Bahçesi tartışmaları, ilçedeki mevcut parkların içler acısı haliyle yeni bir boyut kazandı. Şehit Polis Adil Alsan Parkı’ndan İnönü ve Zübeyde Hanım parklarına kadar onlarca oyun alanı kırık oyuncaklar, paslanmış spor aletleri ve çöplerle dolup taşarken, CHP’li Yatağan Belediye Başkanı Mesut Günay’ın hala Millet Bahçesi’ni alkollü işletmeye çevirmeye çalışması vatandaşların tepkisini daha da büyüttü.
Bakım yok, temizlik yok; sadece ihmal var!
Yatağan’ın birçok mahallesinde çocuk oyun alanları adeta kaderine terk edilmiş durumda. Kırık kaydıraklar, paslanmış tahterevalli ve yarısı sökülmüş salıncaklar artık çocuklar için değil, kazalar için zemin hazırlıyor. Spor yapmak isteyen gençler ise kullanılamaz hale gelmiş kondisyon aletleriyle karşılaşıyor.
Vatandaşlar bu tabloya isyan ediyor:
“Parklar çöplüğe dönmüş durumda, çocuklarımız oynayacak yer bulamıyor. Belediye neden ilgilenmiyor?”
Meyhane ısrarı unutulmadı: “Öncelik çocuklar mı, rant mı?”
Hatırlanacağı üzere, Başkan Günay geçtiğimiz aylarda Millet Bahçesi’ni alkollü restoran (meyhane) haline getirme planıyla gündeme gelmişti. Kamuya ait yeşil alanın ticarileştirilmesine yönelik bu girişim, hem yerel halktan hem de bakanlık düzeyinden tepki almış; sonrasında tesisin işletme yetkisi belediyeden alınarak Yatırım, İzleme ve Koordinasyon Başkanlığı’na devredilmişti.
Bu gelişmenin ardından kamuoyunda oluşan temel soru ise hâlâ güncelliğini koruyor:
“Parklar bakımsızken, neden öncelik meyhaneydi?”
Mesut Günay’dan tartışmalı açıklama: “Dış mihrakların oyunu”
Gelen eleştirilerin ardından Yatağan Belediye Başkanı Mesut Günay bir açıklama yaptı. Günay, çocuk parklarının durumuna yönelik eleştirilerin “dış kaynaklı ve maksatlı” olduğunu iddia ederek şunları söyledi:
“Yatağan Belediyesi’ne yönelik bu kampanyalar yurtdışı destekli. Millet Bahçesi üzerinden yürütülen algılar ve çocuk parklarıyla ilgili servis edilen görüntüler, aslında geçtiğimiz günlerde iptal edilen çimento fabrikası imar planının intikamıdır.”
Bu açıklama ise kamuoyunda şaşkınlık ve öfke ile karşılandı. Vatandaşlar, çocukların güvenliğini ilgilendiren çok somut sorunlara karşılık bu tür politik savunmaları “sorumsuzluk” olarak değerlendiriyor.