Muğla Büyükşehir Belediye Başkanı Ahmet Aras, Bodrum Güney İsale Hattı ihalesine ilişkin yaptığı açıklamada “komisyon değişmedi, sürgün yok” diyerek kendisini aklamaya çalıştı.
Her zaman tarafsız olarak Muğla halkının menfaatlerini koruyan Muğla Flash Haber olarak elimize ulaşan resmi belgelerin, Aras’ın açıklamalarının gerçek dışı ve bilinçli bir yalan olduğunu ortaya koydu.
İhale sürecinde yaşanan usulsüzlükler, yalnızca ihale yöntemine değil, karar alma mekanizmalarına da doğrudan siyasi müdahale olduğunu gözler önüne seriyor. Komisyon üyeleri değiştirildi, itiraz eden teknik personel sürgün edildi, yaklaşık maliyet keyfi şekilde artırıldı ve tüm bu sürecin altında Ahmet Aras’ın imzası vardı.
İTİRAZ DİLEKÇESİYLE BAŞLAYAN TASFİYE
İlk kırılma noktası, 9 Aralık 2024 tarihinde MUSKİ İhale Şube Müdürü Hüseyin Döğer tarafından yazılan dilekçeyle yaşandı. Döğer, Bodrum Güney İsale Hattı ihalesinin 21/B pazarlık usulüyle yapılmasının hukuka aykırı olduğunu, projenin uzun süredir yatırım programında yer aldığını ve bu nedenle açık ihale yönteminin uygulanması gerektiğini açıkça belirtti.
İhale komisyonu başkanı olarak “Bu usulle yapılacak ihale kanunlara aykırı sorumluluk almak istemiyorum” diyen Hüseyin Döğer’in bu uyarısı sonrasında ihale komisyonu başkanlığı görevinden alınarak Muğla Çevre Şehircilik ve İklim Müdürlüğüne sürgüne gönderildi.
İhale Komisyonu Başkanı Hüseyin Döğer Muğla Belediyesi döneminde ve 10 yıl önce kurulan MUSKİ’nin kritik noktalarında görev almış, 15 yıl boyunca aralıksız İhale Şube Müdürlüğü yapmış güvenilirliği ile kurum içerisinde sevilen isimlerin başında geliyordu.
ARAS, KOMİSYON DEĞİŞMEDİ DEDİ OYSA KENDİ İMZASIYLA DEĞİŞTİRDİ
Ahmet Aras, geçtiğimiz günlerde kameraların karşısına geçip “komisyon değişmedi” derken, sadece 10 gün önce yani 19 Aralık 2024’te, MUSKİ Yönetim Kurulu’nun aldığı karar doğrultusunda mevcut komisyon tamamen lav edildi. Yerine tamamı MUSKİ’nin daire başkanlarından oluşan yeni bir komisyon atandı. Üstelik bu yeni komisyon, doğrudan 21/B usulüyle yapılacak ihaleyi yürütmekle görevlendirildi.
Yani Aras, kamuoyuna ‘komisyon değişmedi’ dediği gün, aslında kendi imzasıyla yeni komisyonu görevlendirmişti.
SÜRGÜN YOK DEDİ
İhale Komisyonu Başkanı Hüseyin Döğer’in 21/B ile ihale yapılmasına itirazda bulunmasından sonra , Hüseyin Döğer yalnız bırakılmadı. Onunla birlikte ihalenin yöntemi ve içeriğine itiraz eden diğer teknik personeller de hedef haline getirildi. 10 Ocak 2025 tarihli resmi belgelerle, aralarında Döğer’in de bulunduğu yaklaşık 15 kişilik bir kadro, 12 ay süreyle Muğla Çevre Şehircilik İl Müdürlüğü’ne “geçici görevle” gönderildi.
Aras’ın “sürgün yok” ifadesi, resmi belgelerdeki isim listesiyle birebir çürütüldü.
AHMET ARAS “YAKLAŞIK MALİYETİ YÜKSELTİN” DEDİ – İTİRAZ EDENLER DE SÜRÜLDÜ
İhaleye gölge düşüren bir diğer gelişme de yaklaşık maliyet hesaplamalarında yaşandı. Başlangıçta 268 milyon TL olarak hazırlanan yaklaşık maliyetin, Ahmet Aras’ın talimatıyla kısa sürede 328 milyon TL’ye çıkarılması istendi. Bu artışa karşı çıkan yaklaşık maliyet komisyonu üyeleri, fiyatların piyasa gerçekliğiyle bağdaşmadığını ve bu artışın kamu zararına yol açacağını belirterek yazılı ve sözlü şekilde karşı çıktılar.
Ancak bu teknik uyarılar da cezayla karşılandı. Ümit Pekince, Mustafa Baykara, Gökmen Ulutürk, Mehtap Fisun Coşkun, Dağistan Vayiç, Musa Ersin Kolkesen ve Hatice Karataş gibi uzmanlar da, ihale komisyonundakilerle aynı akıbete uğrayarak Muğla Çevre Şehircilik İl Müdürlüğü’ne sürgün edildi.
Yaklaşık Maliyet Komisyon üyeleri sürgüne gönderildikten sonra yeni kurulan komisyon Ahmet Aras’ın maliyet yükseltmesini gerçekleştirdiği ortaya çıktı.
AHMET ARAS MUĞLA’YI YALANLARLA SOYUYOR
Muğla Büyükşehir Belediye Başkanı Ahmet Aras’ın, gerçekleri perdeleyip kenti algı ve yalan üzerine kurulu bir anlayışla yönetmeye çalıştığı, ortaya çıkan resmi belgelerle bir kez daha kanıtlanmış oldu. Hukuka uygun uyarılarda bulunan teknik personelin susturulması, liyakatli kadroların sürgün edilerek cezalandırılması ve kamuoyunun açıkça yanıltılması; artık bireysel bir hatadan öte, sistematik bir yönetim tercihi olduğunu gözler önüne seriyor.
İtiraz edenleri tasfiye eden, kamu zararını inkâr eden ve her aşaması belgelerle sabit usulsüzlükleri inkâr politikasıyla savuşturmaya çalışan bu yaklaşım; Muğla’nın geleceğini değil, yalnızca Ahmet Aras’ın siyasi manevralarını kurtarma çabası olarak değerlendirilirken, ortaya çıkan tabloda, Muğla halkının cebinden milyarlarca lira yok olurken Ahmet Aras da Muğla’yı yalanlarla soyuyor.